20 Ağustos 2010 Cuma

AKÇAKOCA ve CACIK

Akçakoca ve cacık ne alaka demeyin. Akçakoca fotoğraflarımı yayımlamadan olmazdı, bir de malumunuz Ramazan, iftar sofralarında şöyle buz gibi bir cacık da  iyi gider, ertelememek lazım diye düşündüm ;)

Efendim Akçakoca- Kirazlı Köyü babannemin memleketi. Tatilimin 3 gününü de orada geçirdik. Doğu Karadeniz'de Düzce'ye bağlı deniz kenarında hoş bir ilçe Akçakoca.

Akçakoca'ya gidildiğinde vakit kaybetmeden görülecek ilk yer Merkez Cami bence. Cami hoş ve ilginç mimari yapısıyla Türkiye'de tek olma özelliğine sahip. 
 
Caminin içinden kareler
 Camide, kubbesinin görüntüsünde avizeler mevcut.
Camiden çıkınca ise hemen alt kattaki markete uğrayıp bir paket keş satın alın :) 
Sadece Akçakoca'da satıldığını gördüğüm KEŞ, kısaca süzülmüş yoğurdun tuzlanıp kurutulmasıyla elde ediliyor. Buralarda da  vardır ama hiç ihtiyaç duyup aramadım. Fındıklı erişte ve makarnanın üzerine rendelendiğinde müthiş oluyor. Domatesli biber kızartmasının üzerine de çok yakıştırıyorum. Kulağınıza küpe olsun, bir gün keş peyniriyle karşılaşırsanız,"Amaan, bu taş gibi şeyi ne yapacağım?" demeyin :)

Gezip görülecek yerlerden biri de Ceneviz Kalesi. Eğer yolunuz düşerse uğramadan sakın geçmeyin.
 Ceneviz Kalesi,  denize nazır müthiş manzarası olan bir mesire yeri.  1216 yılında Cenevizliler tarafından ticaret gemilerine yol göstermek için kurulmuş. 1261 yılında Bizans'ın eline geçmiş. 1323 yılında Orhangazi'nin bölgeyi Osmanlı topraklarına katmasıyla kale ve civarı Akçasar ismini almış. Sonraki yıllarda ise şehir önce Akçaşehir ve sonra da bugünkü adı olan Akçakoca ismini almış.
Kale plajı

 Kaleden günbatımı

Selim'in Akçakoca'ya ilk gidişiydi, çok mutluydu :) Yolculuk sırasında ise bizi hiç üzmedi maşallah.

Dedesiyle tırtır (patpat) kullandı. Tırtır Akçakoca'da fındık tarlalarının içlerine kadar kolayca ulaşımı ve yük taşımayı sağlıyor. Hemen hemen herkeste var. Köyden ilçeye inişte bile artık tırtır kullanır olmuş halk.

Köydeki evden manzara

Bu eski ev ise küçüklüğümden beri çok hoşuma gimiştir.


Makinamın pili bitti bitecek derken Akçakoca'da çektiğim son fotoğraf. "Dondurma tostu" :) Yengem Akçakoca'ya gider gitmez "akşam sahile iner dondurma tostu yeriz" deyince ben de yemeden ve zorla da olsa fotoğraflamadan dönmedim.


Gelelim cacığa :) Cacık hemen herkesin bilip yaptığı bir tarif. Ama her hanımın cacık yapışı da farklı oluyor. Kimi salatalığı rendeliyor, kimi ince ince doğruyor... Ben cacığı hafif katıca ve dereotlu, naneli çok seviyorum. Bu da benim usül cacık tarifim.

 MALZEMELER
4 adet salatalık
2 su br. hazır yoğurt
1 su br. su
1 diş rendelenmiş sarımsak
1 çay kş. kuru nane
Yarım demet kadar ince kıyılmış dereotu
Tuz
Üzerine zeytin yağı

YAPILIŞI
Salatalıkları kabuklarını soymadan rendeleyin. Üzerine yoğurt (ev yoğurduyla yaparsanız yarım su br. su eklemeniz yeterli olacaktır, kıvamını dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz ), su, sarımsak, nane, dereotu ve tuz ilave ederek karıştırın. Kaselere boşaltın. Üzerlerine zeytin yağı gezdirerek servis edin. AFİYET OLSUN :)

Son olarak da bizim yakışıklı dayı oğlu Esad' ın fotoğrafını ekleyerek herkese hayırlı cumalar ve hayırlı iftarlar diliyorum. Haftaya iftar mönülerimle geliyorum, haberiniz ola :)

6 yorum:

SERRA dedi ki...

merhaba
biliyor musun ben Akçakoca'ya yarım saat uzaklıkta ki Ereğli'de büyüdüm.Çok güzeldir oralar...sevgiler

yazgül dedi ki...

gidilip görülmesi gereken bi yermiş paylaşımından dolayı teşekkürler

fuat gencal dedi ki...

Çok güzel resimler ve leziz bir cacık. Hayırlı iftarlar.

Saygılar.

ümmühan dedi ki...

Serra ne güzel hemşehri sayılırız
seninle o zaman :)

Yazgül arkadaşım bi gün yolun o taraflara düşerse uğramadan dönme

Fuat Bey teşekkür ederim sizlere de hayırlı iftarlar

Cafe Pepela dedi ki...

Süper fotoğraflar!
Bıdıkları da Allah bağışlasın,çorba için ellerinize sağlık..
Sevgi ile

Müge'nin Listesi dedi ki...

ah guzel memleketım..suan nasıl ıy geldı anlatamam :)

bana da beklerım
mugeninlistesi.blogspot.com

blogunuz harıka