27 Şubat 2010 Cumartesi

BİR ÇİKOLATALI PASTA DAHA :)

Geçen hafta sonu kardeşimin doğum günü için yaptığım pasta. Gönlüme yatan bir pandispanya tarifi henüz bulamadım,  pişince pofur pofur olmasını beklerken kıtır kıtır olan pandispanya denememden sonra yine hazır pasta keki kullandım :( Ama deneyeceğim bir iki tarif daha var. Umuyorum onlar güzel sonuç verir.

Ara krema olarak daha önce yapmış olduğum çikolatalı pastamın kremasını kullandım, daha kalın bir krema tabakası istediğimden ölçüleri 2 katına çıkardım. Pişirirken içine ilave olarak ufak ufak doğradığım kayısıları ve portakal kabuğu rendesi ekledim.

Üzeri için sade krem şantiye kakao ekledim , beyaz ve bitter çikolata ile de renk kattım. Tadı harika oldu, gerçi yapan kişinin bunu söylemesi ne kadar etik bilmiyorum :)

Kardeşim üniversite son sınıfta ve bir an önce tekrar aramıza dönmesini sabırsızlıkla bekliyorum. Seni çok seviyorum canım tekrar doğum günün kutlu olsun :)

25 Şubat 2010 Perşembe

HAYIRLI KANDİLLER DİLİYORUM...

TÜM DUALARINIZ KABUL OLSUN, CENNETTE PEYGAMBER EFENDİMİZ'E (SAV) KOMŞU OLALIM İNŞALLAH, SEVGİLER...

Bir kandil klasiği, helva
Canım arkadaşım Sümeyye'ye de fotoğrafı için teşekkür ediyorum

23 Şubat 2010 Salı

ARMUTLU İRMİK

Anneler bilirler :) Bebekler için sürekli değişik, taze ve besleyici yiyecekler üretmek durumundasınız. Sabah, öğle, yatarken değişik yiyecekler, hatta kuşluk vakitleri meyve, yoğurt gibi ara öğünler. Doktorumuz akşamları  tok tutması için muhallebi türü şeyler yedirmemin iyi olacağını söylemişti. İşte ben de ne yapsam ne etsem diye değişik denemeler yaparken Selim'in beğenerek yediği armutlu irmik çıktı ortaya :) Önceleri pirinç unu mamaları yapıyordum ama 1 yaşından küçük bebekler için  inek sütünün sindirimi, içerdiği yağ nedeniyle zor oluyormuş. Bu yüzden süt yerine su kullandığımdan zamanla onları da beğenmedi. Sonraları irmikle içine değişik meyveler katarak denedim, ayrıca tat verecek birşey olmalı diye düşünürken tarçın aklıma geldi. Sanıyorum Selim için de güzel bir tat ortaya çıktı ki tabağı silip süpürüyor :) Gerçi bu ara dişleri çıktığından olsa gerek iştahı hiç yok. Umarım bu dönem de sadece iştah eksikliğiyle kolayca geçer.
İrmiğin besleyiciliği konusunda çeşitli yorumlar var. Hangisine inanayım şaşırmış durumdayım ama çok aşırıya kaçmadıkça ufaklıklar için zararı olmaz diye düşünüyorum.
MALZEMELER
1 tatlı kaşığı irmik
Yarım su br. su
1 adet armut
1 tutam tarçın

YAPILIŞI
Armutun kabuğunu soyup rendeleyin. Diğer malzemelerle birlikte tencereye koyup orta ateşte sürekli karıştırarak pişirin. Kaynamaya başladıktan sonra 1dakika kadar daha bekleyerek ateşten alın.
Armut sulu olduğundan irmiğe yarım su br su yeterli geldi, kıvamına göre biraz daha su ekleyebilirsiniz. Dilerseniz muz ve elma gibi çeşitli meyveler de kullanabilirsiniz. UFAKLIĞA AFİYET OLSUN :)

19 Şubat 2010 Cuma

MİMLENDİM :)

Sevgili Handenur beni mimlemiş, bu da ikinci MİMim oldu sağolsun :) Çocukluk ve ilk gençlikle ilgili sorular var, ben de dünyadaki ilk 18 yılıma istinaden soruları cevapladım :)

1. Sizi mimleyen kişinin linkini verin
2. Çocukluğunuzda anne ve babanızla (yada aile büyükleri) yaptığınız ve sizi siz yapan şeylere katkısı olan bir olay veya bir aktivite...ve hangi yönünüze katkısı oldu?
  •  Ailemle olduğum her anın bende olumlu katkısı var diye düşünüyorum. Onları çok seviyorum.
3. Çocukken oynamayı en sevdiğiniz oyun ve oyun aparatı neydi?
  •  Ben evcilik oynamayı çok severdim :) En sevdiğim oyuncaklarım da mutfak takımımdı, yeşil bir tencerem vardı, kırmızı fincanlarım.
4. Çocukluğunuz veya ilk gençliğinizle ilgili keşke daha farklı olsaydı dediğiniz bir durum?
  •  Liseden sonra üniversite seçimimi daha farklı yapmalıydım diye düşünüyorum şimdi.
5. Sokakta oynar mıydınız? Neler oynardınız?

  • Ben sokakta oynamayı pek sevmezdim, sokağa çıktığımda da 2 samimi arkadaşım vardı onlarla çekirdek alıp gezerdik.
6. Çocukluk veya ilk gençlikle ilgili iyiki böyle olmuş dediğiniz bir olay?

  • İlkokuldan sonra İHL'ye gitme konusunda epeyce düşünmüştüm, ailem de kararı bana bırakmıştı, çevrem de pek tasvip etmiyordu. Sonunda ben de kararımı o yönde verdim. İyi ki de gitmişim. Şimdi 6 sene aynı sırayı paylaştığım 16 senelik dostum, kankim :) var. Sümeyye var :) ve daha adını sayamadığım bir sürü değerli arkadaşım :) Ama dedem hala oraya gitmeseydi doktor olurdu der :) O'nun içinde ukde kaldı galiba :)
7. Varsa çocukluk dönemine ait bugünü etkileyen bir olay veya anı...

  • Evde yalnız kaldığım bi gün, çok işgüzarım ya, babamdan öğrendiğim yöntemlerle sobayı tutuşturmaya kalkmıştım :) Bugünümü etkilemedi ama bugün görünce yanık izini hala o günü hatırlayabiliyorum :)
Ben de Sümeyye'yi, Rumma'yı, Cahide'yi,  Birsen'i mimleyeyim bari :) Sevgiler...

18 Şubat 2010 Perşembe

BAKLAVA YUFKASINDAN ÇITIR BÖREKLER

Baklava yufkası çıktı, hanımlar oklavaları rafa kaldırdı :) Bu işin şakası tabi ama bu yufkayla da baklava değişik oluyor. Tabi güzel yapanın elinden.

Ne zamandır duyuyorum baklava yufkasıyla börekler de yapılıyormuş. Ben de bi deneyeyim dedim. Talaş böreği ve milföy hamurunu hatırlatan çıtırlıkta börekler çıktı ortaya. Yalnız tarifi verirken yufka miktarını söyleyemedim, kaç yufka kullandığımı saymayı unutmuşum :) Miktarı tepside misafirlerime göre ayarladım.Bir paket yufka ile iki posta misafirimi ağırlayabildim, gayet bereketli oldu.

Baklava yufkasından ilk defa börek yapacaklara nacizane şu püf noktalarını verebilirim.
  1. Tepsiye yufkaları üst üste döşeyerek börek yapmaya kalkışmayın, pişince her kat birbirinden ayrılıyor ve kuru bir börek çıkıyor ortaya.  
  2. Yufkayı sararak yapacaksanız 3 yufkadan fazla kullanmayın, içini biraz bolca koyun ki  dolgun olsun, ve çok fazla olmayacak şekilde sıkı sarın. 
  3. Börek içi olarak sadece kıyma kullandığımda pek iyi olmadı sanki, patates ve kıyma ikilisini daha çok yakıştırdım, börekler daha yumuşak oldu. Denemedim ama ıspanak da güzel olur gibime geliyor.
  4. Fırından çıkınca ya da piştiği gün yenilmesini tavsiye ediyorum, ertesi güne kalınca biraz bayatlıyor. (demişim ama yeni bir denemem hoşuma giden bir sonuç verdi -26.02.2010- ki şöyle ; pişmiş böreklerimi buzdolabında muhafaza ettim , ertesi gün yiyeceğimiz zaman çıkardım ve tekrar fırına verdim 5-10 dk, sonuç ; yeni pişmiş gibiydi   :)
  5. Şimdi düşündüm de acaba her kata azar azar iç konulsa nasıl olur, hımm ! Bunu da denemek lazım, olursa size de haber veririm :)
MALZEMELER
Baklava yufkası (yarım paket diyebilirim)
Sıvı yağ
Üzeri için 1 yumurta sarısı

İÇ MALZEMESİ
2 adet patates rendesi
1 adet ince kıyılmış soğan
100 gr. kıyma
Pulbiber,tuz,karabiber,kekik,nane

YAPILIŞI
Soğanı ince doğrayıp yağda kıymayla kavurun. Patates rendesi ve baharatları da ekleyerek 1-2 dk. daha kavurduktan sonra ateşten alın.
1 yaprak baklava yufkasının üzerine fırça yardımıyla sıvı yağ sürün. Bir yaprak daha koyarak yine yağlayın, üzerine 3. yaprağı kapayın ve uzun kenarına iç malzemenizden koyarak kalınlığı 1 parmaktan biraz kalın olacak şekilde sarın. İstediğiniz uzunlukta dilimleyip tepsiye dizin.
Yumurta sarısına bir iki damla su katarak iyice çırpın ve böreklerinizin üzerine sürün. 180 derece fırında üzeri kızarana dek pişirin. AFİYET OLSUN :)

16 Şubat 2010 Salı

BONBON

 Liseden arkadaşlarla toplandığımız bir Pazar günü uzun zamandır yapmadığım BONBONlardan yapayım dedim. Masada gerçekten de şık durdu. İyiki de yapmışım, Esra'nın oğlu Efe bayıldı bunlara. O minik parmaklarıyla kürdanın ucundan tuttu, hooop ağzına. Sofrayı kaldırdık mutfağa gitti geldi taşıdı bonbonlarımı :)
Çocuklara özel içine kuru meyve parçacıkları konularak ve parlak kağıtlara sarılarak da hoş bir atıştırmalık olabileceğini düşünüyorum.

MALZEMELER
5 çorba kaşığı erimiş tereyağı
4 çorba kaşığı pudra şekeri
2 paket pötibör bisküvi
Yarım su br. fındık içi
1 çay br. su
1 paket kakao
Süslemek için hindistan cevizi

YAPILIŞI
Bisküviyi elinizde ya da robottan geçirerek iyice ufalayın, içine diğer malzemeleri de katarak yoğurun.
Ufak ufak parçalar alarak yuvarlayın, hindistan cevizine bulayarak servis edin. AFİYET OLSUN :)

12 Şubat 2010 Cuma

KABAKLAMA


Sevgili Lavantin'in sayfasında görüp de kesinlikle yapmalıyım dediğim kabaklamayı sonunda yaptım. Bu sene kış kabağıyla sadece tatlı yapılmadığını böylece öğrenmiş oldum. Bir de çorbası var kabağın Selim için yapmıştım gerçekten o da lezzetli oluyor.
Hiç kabaklama yemeyen biri olarak yemeğim güzel oldu diyebilirim ama Lavantin yeseydi yorumu ne olurdu çok da merak ediyorum doğrusu :)
Bu yemeği belki Antep'li birinin elinden de yemek  nasip olur bir gün, kim bilir?   :)
Lavantin'in asıl Kabaklama tarifine buradan ulaşabilirsiniz.

MALZEMELER
300 gr. orta yağlı kuşbaşı et
Yarım kg. kış kabağı
1 adet soğan
6 diş sarımsak
1 su bardağına yakın 1 gece evvel ıslatılmış nohut
1 çorba kş. dolusu salça
1 yemek kaşığı limon tuzu
Sıvı yağ, nane, tuz, karabiber

YAPILIŞI
Eti, nohutu, ince kıyılmış soğan ve salçayı karıştırın, üzerine etleri kapatacak kadar su koyup yarım saat düdüklü tencerede pişirin. (Normal tencerede de pişirebilirsiniz.)
Kabakları kuşbaşı doğrayıp üzerine pişen etleri ilave edin. Kabaklar biraz yumuşayınca rendelenmiş sarımsak, tuz, karabiber ve limon tuzunu ekleyin.
Kabaklamanız piştikten sonra ayrı bir yerde naneyi biraz yağda kavurarak yemeğinizin üzerine dökün. AFİYET OLSUN :)

6 Şubat 2010 Cumartesi

ERİK SUYU

MALZEMELER
1 kg erik
2 lt su
2 su br. şeker
2 karanfil

YAPILIŞI
Erikleri yıkayıp tencereye alın, su ilave edin.
Su kaynamaya başladığında şeker ve karanfili de ekleyerek eriklerin rengi solana dek pişirin.
Erikler piştiğinde ateşten alın ve süzgeçten geçirin.
Bu soğuk havalarda için, içiniz serinlesin demem saçma olacak ama siz de yaza denersiniz canım...
AFİYET OLSUN :)

1 Şubat 2010 Pazartesi

YARIŞMA SONUÇLARI AÇIKLANDI

Benim için oy kullanan herkese ve yarışmayı düzenleyen Ferah Hanım'a teşekkür ederim.
Yarışmada dereceye giren Gülsev Hanım ile Ebru Hanım 'ı da buradan en içten dileklerimle kutlarken, yarışmaya katılan diğer arkadaşlarıma da sevgilerimi göndermek istiyorum.
Ferah Hanım'ın da dediği gibi bu yarışma yeni dostluklara vesile oldu. Benim gibi yemek sever yeni blog arkadaşları kazandım.
HERKESE SELAMLAR.... :)